Soru Sor





Soru, Görüş veya Öneriniz içerik olarak yönetici tarafından uygun bulunursa sitede yayınlanacaktır.


SORU ve CEVAPLAR


Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Zikir Yapmışmıdır?

“Peygamber (sav) Hazretleri, Mekke’den, Medine’ye hicret ederlerken, Sevr Mağarası’na müşrikleri aldatma maksadıyla sığındıklarında, yanında yol arkadaşı, can dostu olan Ebubekir Sıddık (ra) vardı. Ebubekir Sıddık (ra) Efendimiz mağara içerisinde, müşriklerin Rasulullah Efendimize zarar vereceği endişesiyle, korkuya kapılmıştı. Onun bu halini gören Sevgili Peygamberimiz:

─Korkma Ya Ebubekir.! Dilini damağına yapıştır. “La İlahe İllallah” de. Üzülme! Allah (cc) Habir ismi şerifi ile haberdardır. Basir ismi şerifi ile bizi görür. Bize bizden yakın olan o’dur. (Veli ismi şerifi ile dostlarına yardım edendir. Âlim ismi şerifi ile bilendir. Semi’ ismi şerifi ile işitendir. Selam ismi şerifi ile selamete ulaştırandır....) Sen dediğimi yap, buyurdu.

Hz. Ebubekir-i Sıddık (ra) Efendimiz dilini damağına yapıştırarak, bir nefeste yirmi bir defa “La İlahe İllallah” kelime-i tevhidi zikredince, üzerindeki korku geçti. Ve kalp aynası açıldı. Hafi zikri, Peygamber (sav) Efendimiz bu şekilde Ebubekir Efendimize telkin etmiş oldu.

Rasulullah (sav) Efendimiz bir gün halakayı zikir yaparken üzerlerine giydiği ridası yere düşer, zikirden fariğ olduktan sonra Ebubekir Sıddık (ra)Hz.leri;

─ Ya Rasulullah ridanız yere düştü deyince;

Peygamber (sav) Efendimiz;

─ Dostu zikrederken düşen ridam ashabıma helal olsun buyurdu. Sahabeyi Kiram hazeratı bu müjdeyi alınca Efendimizin (sav) mübarek ridasını paylaştılar. Hz. Peygamber sağında duran Hz. Ali (kv) Efendimize hem damadı hem de sahabe olduğu için, ona iki parça verdi. HZ. Ali Efendimizi da parçaları alarak omuzuna dikti.

Şimdi dervişlerin giymiş olduğu bu haydariyenin ismi oradan gelmektedir. “Haydar” Allah’ın aslanı, giydiği de onun ridasıdır.

Aynı mecliste bulunan Ebubekir Sıddık (ra) Hazretleri de ridadan bir parça aldı ve şöyle dedi;

“Peygamber (sav) Hazretlerinin ridası alt tarafa değil üst tarafa olur.” Diyerek Başının üzerine koyup, sarığını sardı. Ve orada da Ebubekir (ra) Efendimiz sadıklığından bir rütbe daha fazla aldı. Peygamber (sav) Efendimiz çok memnun oldu. Haydariyenin de aslı bu hadiseyle gerçekleşmiştir.


İstihare nedir? İstihare namazı ne için yapılır? Yolumuzda istihare namazını tarif edebilir misiniz?

Sözlükte “hayırlı olanı isteme, en iyisini seçmek” anlamına gelen istihâre, bir kimsenin yapmak istediği bir şeyin kendisi için hayırlı olup-olmayacağı konusunda bir işarete kavuşmak maksadıyla yatmadan önce iki rekât namaz kılarak Allah’a dua etmesidir.

İnsanlar, bazen kendileri için önemli bir karar verecekleri veya bir seçim yapacakları zaman dünya ve ahiret bakımından kendileri için hangisinin daha hayırlı olacağını kestiremediği zaman, Cenâb-ı Hakk’ın yardımını niyaz eder. Onun kendisine yol göstermesini, dini, dünyası ve âhireti için hayırlı olanı bildirmesini, onu yapmayı kolaylaştırmasını ve gönlünü o işe yatırmasını diler. Bunu anlayabilmek için istişare ederler ve Allah’tan yardım dilerler.

İnsanların, yapmak istedikleri bir işin kendileri hakkında iyi veya kötü sonuçlar doğuracağını anlamak için fal vb. uygulamalara çok eskiden beri başvurdukları bilinmektedir. Nitekim Câhiliye Arapları bir işe başlamadan önce, üzerine “evet” veya “hayır” yazılı “ezlâm” denilen fal oklarıyla karar verirlerdi. Kur’ân-ı Kerîm “şeytan işi” olarak nitelendirdiği bu uygulamayı yasaklamıştır.[1]

Bir iş yapılmak istenildiğinde istihâre yapmak menduptur. Hz. Peygamber, Ashab-ı kirama önemli işlerinde istihâreye başvurmalarını telkin buyurdu. Câbir (r.a)'den şöyle dediği nakledilmiştir:

Resulullah (sav) bütün işlerinde, Kur'an'dan sure öğretir gibi istihâreyi de öğreterek şöyle derdi:

Sizden biriniz bir ise niyetlendiği zaman farzın dışında iki rekât namaz kılsın ve şöyle desin:

"Allâhümme estehiruke bi ilmike ve estakdiruke bi kudretike ve es'elüke min fadlike'l-azim. Fe inneke takdiru ve lâ akdiru ve ta'lemu ve lâ a'lemu ve ente allâmu'l guyûb. Allâhümme inkünte ta'lemu enne hâza'l-emre hayrun li fi dini ve meâşi ve âkıbeti emri tev âcili emri ve âcilihi. Fekdurhu li ve yessirhu li summe bârik li fihi. Ve in künte ta'lemu enne hâza'l-emre şerrun li fi dini ve maâşi ve âkıbeti emri ev âcili emri ve âcilihi f'asrifhu anni va'srifni anhu ve'kdur li el-Hayra haysü kâne. Sümme ardihi bihi"[2]

Allah’ım! Senden hayır talep ediyorum. Zira sen (her şeyi hakkıyla) bilirsin. Senden, hayır işlemeye kudret talep ediyorum Zira sen vermeye kadirsin. Senden yüce fazlını diliyorum. Sen her şeye kadirsin, ben ise acizim. Sen bilirsin, ben ise cahilim. Sen gaybları bilirsin.

Allah’ım! Eğer bu iş bana dinim, hayatım ve akıbetim için –veya hal-i hazırda ve ileride hayırlıdır, bunu bana takdir et ve yapmamı kolay kıl. Sonra da onu hakkımda mübarek eyle. Eğer bu iş bana, dinim, hayatım ve akıbetim için veya hâli hazırda ve ileride zararlı ise onu benden, beni de ondan çevir.”

İstihare yapmadan evvel usul olarak istişare yapmak gerekir. Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle buyurulur:

"İş konusunda onlarla istişare yap. İstişareden sonra o isi yapmaya tam olarak karar verince, artık Allah'a dayan ve güven" [3]

"Onların aralarındaki işleri istişare iledir." [4]

Peygamber Efendimiz (sav)

“İstihare eden kimse zarar görmez, istişare eden pişmanlık duymaz”[5] buyurmuştur.

Bütün istişarelerini yaptıktan sonra istihare yapılmalıdır.

Tasavvuf yolunda istişare yapılmadan, istihare yap denilmeden, istihare yapmak uygun değildir.

İstihare Namazını usul ve adabını Cennet Mekan Üstadımız Abdullah Baba Hz.leri şöyle anlattılar; Yatma zamanı tekrar abdest alınacak, iki rekât istihare namazı kılınacak.

Birinci rekâtta: Fatihadan sonra Kâfırun Suresi

İkinci rekâtta: Fatihadan sonra İhlâs Suresi okunacak. Selam verdikten sonra oturduğu yerde:

Onbeş İstiğfari Şerif (Estaffirullah El Azim)

Üç Salâvat-ı Şerif (Allahümme salli Ala Seyyidina Muhammedin ve ala âli Seyyidina Muhammedin ve sahbihi ve sellim).

Üç İhlâs, bir Fatiha:

Peygamber Efendimizin ve bütün peygamberlerin ruhlarına hediye edilecek. üç İhlâs, bir Fatiha: Pirimiz Seyyid Abdulkadir Geylani, Seyyid Ahmed-el Kebir-i Rufai, Şahı Nakşibendî Muhammed Bahaddin Hazretleri ve bütün Piran Hazretlerinin ruhlarına hediye edilecek.

On bir İhlâs-ı Şerif,

On Fatiha’yı Şerif,

Yedi Ayet-el Kürsi okunacak. (birincide sağ tarafına, ikincide ön tarafına, üçüncüde sol tarafına, dördüncüde arka tarafına, beşincide göğe, altıncıda yere üfürülecek, yedincide okunup içine çekilecek.)

Sonra yukarıda yazdığımız Rasulullah (sav) Efendimizin tavsiye ettiği dua ve istek yapılacak. Sağ tarafına sağ avuç içerisine yüzünü yaslayıp yatılacak. Ya Fettah, Ya Fettah, Ya Fettah diyerek uyunacak ve görülen rüya sabah kalkınca hemen yazılacak.

Gördüğünüz rüyayı da ehil olan insanlara anlatmanız gerekir. Kendi kafamıza göre yorumlayarak istihare sonuçlandırılmaz.

Eğer bir manalı bir rüya görülmez ise istihare namazına 7 gün devam edilebilir. Eğer yine görülmez ise sadaka verilir, gündüzleri oruçla geçirilir, gusül abdesti alıp istihare namazı kılınabilir.

Kesin olarak doğru olduğu veya yanlış olduğu belli olan konularda istihâre yapılmaz. Misal olarak, Allah’ın farz kıldığı bir ibadeti yapma konusunda istihâre yapılmaz. Çünkü bunun hayırlı olduğu ayet ve hadislerle sabittir. Veya haram bir iş konusunda istihâre yapılmaz ki, aynı şekilde, bunun hayırsız olduğu Şer-i Şerif ile sabittir.

İstihare gayb dan haber almak maksadıyla yapılmaz. İstihare geleceği görmek değildir. İstihareyi kehanet gibi anlamamız ve kullanmamız bize doğru netice vermez. Şu kişiyle evlenmem benin için hayırlı mıdır demek başka bir şey Evleneceğim kişiyi bana göster demek başka bir şeydir. Evleneceğim kişiyi bana göster denilerek istihare yapılmaz.


Teheccüd namazını açıklar mısınız? Kılmak için uyumak şart mıdır? Uyumadan kılınır mı?

Yatsı namazının ardından bir müddet uyuduktan sonra geceleyin, imsak vaktine kadar iki, dört veya sekiz rekât kılınan namaza teheccüd namazı denir.

Bir süre uyuduktan sonra kalkılarak kılındığı için "teheccüd" denmiştir. Yani uykudan fedakârlık edip kalkılarak kılınan namaz teheccüd namazıdır. Yatıp, uykudan sonra kalkıp kılınması Efendimizin (sav) sünnet-i seniyesinin tam bir uygulanmasıdır. Fazileti çok fazladır.

Gece uyumadan kılınan namaz ise gece namazıdır (salat-ı leyl) . Tabi her namazın fazileti olduğu gibi gece namazının da fazileti vardır. Allahu Teâla uyanıkken kılınan namaza kıyasla uyuduktan sonra kalkılarak kılınan namazın faziletini daha fazla kılmıştır.

Kur’ân-ı Kerîm’de gecelerin ibadetle ihya edilmesinin önemini vurgulayan birçok ayet bulunmaktadır. Bunların bir kısmında doğrudan Hz. Peygamber’e hitap edilirken [6] bir kısmında gece vakti Allah’a kulluk için özel çaba harcayan müslümanları övücü ve özendirici ifadeler yer almaktadır. [7]

Peygamber Efendimiz “Birazı hariç, geceleri kalk namaz kıl.” [8] Ayeti inzal olduktan sonra gece namazını hiç terk etmemiştir.

Hz. Peygamber, yatsı namazını mescitte kıldıktan sonra evine döner, hanımların da ayrılarak istirahate çekilirlerdi. O, yatsı namazından sonra konuşmayla vakit geçirmeyi sevmez, yatsı namazını zamanında kılarak odasına çekilir, uyumadan önce Kur'ân okurdu.

Hz. Peygamber gecenin yarısı, ya da üçte ikisi geçtikten sonra uyanır, yastığına yakın bir yerde bulundurduğu misvakla dişlerini ovar, sonra abdest alır, teheccüd namazını kılar, Allah'a ibadet ederdi.

Teheccüd namazı gece uyuduktan sonra kalkılarak kılınan bir namazdır. Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri

“Ey Resûlüm. Gece vakti de uyanıp, sadece sana mahsus fazladan bir ibadet olarak teheccüd namazını kıl. Umulur ki Rabbin seni övülmüş bir makam olan en büyük şefaat makamına çıkarır.” [9]

Farz, vacip ve sünnetlerin dışında kalan namazların en güçlü olanı ve insanı Allah'a en çok yaklaştıranı, gece kalkılarak kılınan "Teheccüd Namazı" dır. Ya da nafileyi sünnetlerden ayırırsak, en güçlü ve önemli nafile, Teheccüd Namazı’ dır diyebiliriz. Ancak farzların dışında kalan bütün namazlara "Nafile Namaz" da denir. "Nafile" dilimizde olduğu gibi "boşuna" anlamına değil, "gerekli olana ilave" anlamındadır.

Teheccüd namazının bu kadar faziletli olmasının sebebi; Kişinin kendini gören gözlerden uzak sırf Allah’ın rızasını kazanabilmek için gecenin bir vakti tüm meşakkatlerine rağmen kalkıp namaz kılmasıdır.

Peygamber Efendimiz (sav) Hz.leri;

“Gece namazı kılmalısınız. Çünkü bu sizden önceki salihlerin âdetidir. Zira gece namazı kişiyi Allah’a yaklaştırır, günahlardan alıkor, kötülüklere kefarettir, bedenden hastalıkları giderir.” [10] Buyurmuştur.

Cennet Mekân Abdullah Baba (ks) Hz.leri geceleyin kalkarak teheccüd namazını eda eder, teheccüd namazının ardından sabah namazına kadar zikrullah ile meşgul olurlardı. Bizlere de bir miktar uyuduktan sonra gece kalkıp teheccüd namazı kılmamızı tavsiye ederdi.

“Ancak zamane insanı geç vakte kadar oturuyor geç yatan nasıl uyanacak bu sebeple yatmadan evvel iki rekât ya da daha fazla namaz kılabilirsiniz” buyurarak ardından “bu namaz teheccüd değildir ama sevabı vardır, Allah hiçbir amelinizi zayi etmez” buyururlardı.

Sünneti seniyeye uygun olanı; yatsı namazını kıldıktan sonra yatıp gece kalkıp teheccüd namazının ihya edilmesi ve sonunda vitir namazının kılınmasıdır. Ancak uykuya yenik düşme endişeniz ya da ihtimaliniz varsa gece vitir namazını kılıp yatmanız daha uygundur. Sünneti ihya edelim derken vitri vacip namazını terk etmemeye ehemmiyet göstermelidir.

Nitekim Cabir'den rivayetle bir hadis-i şerifte şöyle buyurmuştur:

“Gecenin sonuna doğru namaza kalkamayacağından endişe eden kimse vitir namazını gecenin baş tarafında kılsın. Gecenin sonunda kalkacağına güvenen kimse de vitir namazını gecenin sonunda kılsın. Çünkü gecenin sonunda kılınan namazda melekler de bulunduğundan vitri bu saatte kılmak daha sevaptır.” [11]


[1] Mâide Suresi 5/3, 90

[2] Buharî, Teheccüt, 25, Deavât, 49, Tevhid, 10; Tirmizi, Vitr, 18; İbn Mace, Akâme, 188; Ahmet b. Hanbel, III, 344

[3] Ali İmrân Suresi 3/159

[4] Şûrâ Suresi 42/38

[5] Tecrid Tercemesi, 4, s.135.

[6] el-İsrâ 17/79; Tâhâ 20/130; Kāf 50/40; et-Tûr 52/49; el-Müzzemmil 73/1-7, 20; el-İnsân 76/25

[7] Âl-i İmrân 3/17; el-Enbiyâ 21/20; el-Furkān 25/64; es-Secde 32/16-17; ez-Zümer 39/9; ez-Zâriyât 51/15-18

[8] Muzzemmil Suresi 2

[9] İsra Suresi 79

[10] Tirmizi

[11] Müslim, Müsâfirîn 162 163